Yasak Aşk (Final)
Hikayemiz ''Yasak Aşk'' adlı hikayenin finalini anlatmaktadır.
Azize ve
Levent’in ilişkisi gün geçtikçe ilerler hale gelmiş. Levent sırf onu görmek
için, gerek kendi evlerin de gerekse çeşitli yerlerde buluşma ayarlamış. İkisi
de bunun böyle sürmeyeceğini biliyormuş fakat içlerinde ki derin sevgi onları
her seferinde birbirine çekiyormuş.
Günler böylesine güzel geçerken Azize gün geçtikçe başarıdan başarıya
koşmakla kalmıyor, yasak aşkıyla da ilişkisini devam ettiriyordu. Fakat aylar
sonra Holding’e gelip Azize ile görüşmek isteyen bir adam tüm bu mutluluğu
elinden alacaktır. Azize’yi ve ailesini bir hiç uğruna terk eden babası
Kemal’dir bu. Babasını yıllar sonra karşısın da gören Azize nefretle karışık
bir ses ile ‘’Senin ne işin var burada!’’ der. Bunun üzerine Kemal ‘’ Kızım,
canım yavrum gazetelerden gördüm, yıllarca seni ve kardeşini aradım bulamadım. Sana her şeyi anlatacağım.’’ Diyerek
kendisini affettirmeye çalışır bu alkolik ve beş parasız adam dediğini de yapar
annesinin daha önce kendisini pek çok erkekle aldattığını söyler. ‘’Bütün
bunlara dayanamadım, ya anneni öldürecektim ya da kendimi, sizleri almak
istedim ama sevgililerinden biri beni tehdit etti, can korkusuyla sizleri de
yanıma alamadım.’’ Der, defalarca masumiyetini kanıtlamaya çalışır. Kemal, Azize’nin gönlünü çeler ve kendisine bir iş ve
ev vermesini ister. Çevresin de kimsenin kalmadığını düşünen Aziz’e bu teklifi
kabul eder ve babasına arşiv bölümünde bir iş verir. Bu olaylar ola dursun 1-2
hafta sonra Azize yanıp tutuştuğu aşkı ile iş gezisi adı altın da Çeşme’de
aldıkları yazlıkta 4 gün beraber kalmak için yola çıkmış, bu beraberlik her iki
tarafı daha da tutkulu bir aşka sürükleyeme hazırlanıyormuş. Yahya ise her
şeyden habersiz genç karısının sadakatinden içten içe şüphe etmeye başlasa da
bunu ona hissettirmemeye özen gösteriyormuş. Kemal ise bu şahşalı hayattan
çevresinekilerden fazlasıyla etkilenmiş, kızından yeni bir iş kurmak için 900
bin tl borç para istemiş bu sözler karşısın da ağzı açık kalan Azize bu teklifi
reddetmek zorunda kalmış, sonuçta karşısında ki onu yıllarca önce sefalete
bıraktığı öz babasıymış. Kemal ise içinden ‘’Bu burada kalmaz elbet bir hatanı
göreceğim.’’ Demiş. Herşey Kemal’in dediği gibi de olmuş Azize’yi belki de
uçuruma sürükleyecek olan ilişki artık gün yüzüne çıkmaya başlamış.
Uzun bir
süre sonra tekrar birbirlerine kavuşmanın hasretiyle yanıp tutuşan Azize ve
Levent aşklarının ilk başladığı yer olan arşivde buluşurlar. Levent Azize’yi
görür görmez kan kırmızısı dudaklarına yapışmış, dudakları mosmor olana kadar
öpüşmüşler. Levent Azize’nin omuzunda ki askıyı çıkarıp tutkuyla dudaklarını
kondurmuş gül kokusu tenine. Yakalanma korkusuyla karışık bu ihtiras onları
daha da körüklüyormuş. Tam birbirlerine daha da yaklaşırken Azize’nin babası
Kemal işi gereği arşive girmiş fakat Azize’nin ‘’Aşkım benim seni seviyorum’’
lafını duyunca irkilmiş ve onları uzaktan izlemiş. Aklına ‘’Elbet bir gün senin
bir hatanı yakalayacağım.’’ Demesi gelmiş. Bu fırsatı kaçırmayan Kemal cep
telefonuyla çeşitlerce fotoğraf ve videolar çekmiş. Bu olaydan kısa bir süre
sonra Kemal Azize’nin evine gitmiş. ‘’Seni çok özledim kızım’’ diyerek
samimiyetsiz bir şekilde geçmişten ve gelecekten bahsetmiş. Azize babasının
söylediklerini kulak ardı ederek geçiştirmiş ve sormuş. ‘’Gelmenin sebebi başka
bir şey öyle değil mi?’’ diyerek. Lafı kısa kesen Kemal ‘’Senin kocanın
ortağının oğluyla olan ilişkini biliyorum. Sizi arşivde gördüm, fotoğraflarınız
ve videolarınızı çektim. Artık ne istersem yapmak zorundasın.’’ Demiş. Azize
ürkek bir sesle ‘’Ne saçmalıyorsun sen! Amacın ne senin derhal terk et
burayı.’’ Diyerek çıkışsa da babası fotoğrafları gösterince kendini savunacak
birşeyi de kalmayan Azize çaresiz bir ses tonuyla ‘’Ne istiyorsun?’’ demiş. Kemal
‘’ Geçmiş kumar borcumu kapat, ben de bunları siliyim.’’ Diyerek pişkince
yıllar önce terk ettiği kızını tehdit etmiş. Azize çaresizce bu teklifi kabul
etmek zorunda kalmış. Ve Levent’i arayarak ‘’ Acil konuşmalıyız.’’ Demiş.
Levent ise ‘’Şuan arkadaşlarımla beraberim akşam buluşalım.’’ Diyerek Azize’nin
yüzüne telefonu kapatmış. Buluştukları
gece Azize Levent’ e ‘’ Babam bizi çekmiş, görüntülerimizi beni tehdit etti. Ya
kumar borcumu ödersin yada bunları Yahya’ya gösteririm diyerek. Ne yapacağız
Levent?’’ diyerek göz yaşlarına hakim olamamış. Levent ise ‘’ Artık yeter Azize
her gün bir şikayet ile geliyorsun, madem ki zorlanıyorsun istersen
uzaklaşırız.’’ Demiş. Azize ‘’Saçmalama böyle birşeye gerek yok ben onu parayla
susturdum. Artık kolay kolay sesi çıkmaz.’’ Diyerek Levent’i dudaklarından
öpmüş. Levent ise ‘’Hadi artık gidelim Yahya seni merak etmesin.’’ Demiş.
Aylar sonra
Yahya’nın ablasının kızı Selin Kanada’dan gelmiş 25 yaşında, güzel, eğitimli varlıklı
bir kızmış. Bir gün hep beraber akşam yemeği organize etmişler. Azize işlerin
yoğunluğundan dolayı o yemeğe gözlerinin altı şiş ve bakımsız olarak katılmış.
Herkes konuşurken Azize Levent’i izlemiş kendi kendine ‘’Nasıl olur da
böylesine yakışıklı bir adamla birlikte olurum, bu dünyada ki en büyük nimet.
İyiki varsın sevgilim…’’ demiş içinden. O sırada Selin yaptıklarını herkese tek
tek anlatmış başarılarını, yeteneklerini güzelliği de bunları fazlasıyla
kaldırıyormuş. Levent ister istemez bu gencecik ve bi o kadar da güzel olan
Selin’den fazlasıyla etkilenmiş. Gece bitiminde Levent’in babası ‘’Ah be oğlum
şöyle ailemize yaraşır bir gelin bulamadık sana, gözüm açık gider diye kormuyor
değilim hani.’’ Diyerek tebessüm etmiş. Selin Türkiye’nin nadir firmalarından
birinde çalışmaya başlamış. Leven’in çalıştığı şirketle aralarında ilişkisi
olan bu şirkete Levent sırf Selin’i görmek için arada gider olmuş. Selin ise bu
yakışıklı ve varlıklı ailenin oğluna ister istemez kapılmış. Aylar sonra
tekrardan bir yemek tertib etmişler, Levent o gece gözlerini Selin’den bir an
olsun ayırmamış. Bunu gören Azize ise eşi Yahya’ya sessizce ‘’Hayatım artık
dönelim mi? Başım çok ağrıyor lütfen.’’ Demiş. Karısına kıyamayan Yahya ise
‘’Biz müsadenizi isteyelim, artık kalkalım. Selin’i eniştem almaya gelecek, siz
hep beraber gecenin tadını çıkarın.’’ Diyerek oradan ayrılmışlar karı koca.
Levent’in babası gelini olarak gördüğü Selin’i
Yahya bey ve Azize’den gizli olarak kendi evinde akşam yemeğine davet etmiş. Selin
o akşam giydiği haki rengi elbisesi ve sarı lüle lüle saçlarıyla ortamı ışıl
ışıl aydınlatıyormuş. Levent o geceden sonra Selin’e gerçek anlamda aşık olmuş.
O gece Levent Selin’i eve bıraktıktan sonra Azize arayarak ‘’ Levent acil buluşmalıyız’’demiş. Levent ise ‘’
Saatin kaç olduğundan farkın varmı? Bu saatte ne buluşması?’’ demiş agresif bir
şekilde. Azize ise Levent’i daha da zorlayarak buluşmaya ikna etmiş. Evlerine
yakın bir ormanda buluşma kararı almışlar fakat Azize tam evden çıkacakken
Yahya’’ Bu saate nereye gidiyorsun sevgilim?’’ demiş. Azize ‘’ Çok yoruldum
biraz sahilde yürüyeceğim, deniz havası almak bana iyi gelecek demiş.’’ Yahya
ise uzatmadan ‘’ Tamam dikkatli ol .’’ diyerek omuzunu sıvazlamış.
Buluşacakları yere geç de olsa gelmişler Azize hemen Levent’in yakasına
yapışarak ‘’ Sana inanamıyorum! Selin’i sürekli gözlerinle süzüyorsun. O gece
onu üzerinden gözlerini alamadın, yoksa onu mu seviyorsun artık?’’ diyerek
bağırmış. Levent ise ‘’ Evet öyle bir şey oldu, tek amacım seni kıskandırmaktı,
kadınımı kıskandırmak.’’ Demiş ve Azize’yi kucağına alarak öpmüş Azize tüm
olanlardan habersiz yine kendisini Levent’e teslim etmiş. Oradan ayrıldıkltan
sonra ise Levent yine Selin’i düşünmüş, masmavi gözlerini,çıtı pıtı heyecanlı
hallerini düşünerek dudağını ısırıp tebessüm etmiş. Azize ise eve dönerken
Yahya onu ne kadar özeldiğini söylemiş ve birlikte olmak istemiş. Boynundan
öpmeye kalkarken Azize ‘’ Çok üşüttüm sevgilim,sanırım nezle olacağım. Nolursun
bu gece beni affet.’’ Diyerek yatağa uzanmış. Sahi kim isterdi ki kendisinden
yaşça büyük bir adamla tutkuyla sevişmeyi.
Böylelikle
aylar geçmiş ve Azize Levent’in kendisinden soğuduğunu düşünmüş. Artık Levent’le
buluşmuyor ve görüşmüyorlarmış. Bir gün nedenini sormak adına odasına
gittiğinde odasın da Selin’i ve onu samimi bir şekilde görmüş kan beynine
sıçrasa da belli etmeyerek ‘’Ooo Selin’cim hoş geldin tatlım, nasılsın?’’
demiş. Kısa bir sohbet sonra oradan ayrılmış ve Levent’e mesaj atmış ‘’O kızın
orada ne işi var? Resmen içine düşmüşsün, derhal konuşmalıyız.’’ Demiş. Levent
ise dikkate almayarak mesajına cevap dahi vermemiş. Azize
ise yarın iş başı tekrardan Levent’in yanına giderek ‘’Mesajlarıma neden cevap
vermiyorsun? Neden bana bu kadar uzaksın Levent. Başka biri mi var hayatında? Neden
bir şey söylemiyorsun.’’ Demiş bağırarak. Levent ‘’ Eeee yeter artık be bıktım
senden! Bık bık hep şikayet, bitti kızım anlıyormusun? Bitti istemiyorum artık
seni, evli bir kadınla beraber olmak hele ki babamın ortağıyla. Büyük bir hata,
hataydı yaşadığımız ve bitti. Şimdi uzatma git burdan.’’ Demiş haykırırcasına.
Azize ağzı açık kalarak izlemiş ve kalbinin kırıklığıyla odadan çıkacakken ‘’
Bu burda bitmeyecek Levent’’ demiş. Kısa bir süre sonra Selin ve Levent’in
evleneceğini Yahya’nın ağzından duymuş. Azize bu olay sonrası tabiri caizse ölü
gibi etrafta gezinen biri oluvermiş. Hayattan zevk alamayan, yaşadığını unutan
bir insan olmuş. Başarılı ve güçlü bir kadınken yavaş yavaş günler içerisinde
çöken biri haline gelmiş. Tam bu sırada babası Kemal yine çıkagelmiş. Babası
yine eski tehditlerine devam etmiş, Azize artık babasıyla uğraşacak gücü
kendisinde bulamadığı için polise şikayet etmiş. Babası tatlıdili ve
yalancılığıyla buradan da yırtımış ve tekrar Azize’nin kapısını çalmış ve ani
bir sinirle ‘’Ne yaptın sen mahfettin beni! Yahya’ya Levent’le aranda ki
herşeyi anlattım şimdi yine attırabilirsen attır beni hapse.’’demiş. Azize
babasının ne dediğini anlamayacak kadar sarhoşmuş ve Yahya’nın tabancasını
eline alarak ‘’ Al bunu madem hayatını mahfettim sende beni mahfet. Ben zaten
bitmişim, yaşama tutunacak hiç birşeyim kalmadı.’’ Diyerek ağlayıp elinde ki
alkol şişesini duvara vurmuş. Bunun karşısın da babası sakin bir sesle ‘’ Ne
oldu Azize niçin böylesin? Ne hale gelmişsin.’’ diye sormuş. Azize ise ‘’ Çok
mu merak ediyorsun? Allahın cezası adam annemi gömdün mezara şimdi sıra bende
değil mi? Yoruldum, bittim tükendim ben. Artık ben de annemin yanına gidiyorum.’’
Demiş ve elinde ki silahı kalbine doğru götürmüş. Kemal dayanamayarak kızına
engel olmak istemiş tam elinden silahı alacakken canına kıymış Azize. Yıllarca
biriktirdiği emeği, güçlü duruşu sırf sıcacık,tutkulu bir aşk yüzünden sona
erdirmiş…
Kurgu : Ayşe Öztürk
Güzell yazarın hayatı anlatması düşünceyi güzel yansıtmış.Bravo
YanıtlaSilGüzel olmuş yazmaya devam et.
YanıtlaSilYazmaya devam et. Başarılar diliyorum.
YanıtlaSilÇok güzel 🚬🚬 edit hayrabolu
YanıtlaSil🙏
SilÇok güzel
YanıtlaSil