Uçurum
Hikayemiz varlıklı bir genç kızın aşk uğruna
yaptığı fedakarlıkları ve beraberinde getirdiği sorunları ele almaktadır.
Filiz
her zaman ki gibi okula gitmek için hazırlanırken yine geç kalacağı tutar. Ve
okul servisini kaçırır tam bu sırada kurtarıcısı olan,hayatında en büyük şansı
olduğunu düşündüğü babası gelir ve ‘’Seni gidi haylaz yine mi servisi kaçırdın.
Anlaşılan bugün ki servisçin yine ben olacağım.’’ Der. Tebessümle. Arabaya
bindiklerinde Filiz’in içine derin bir sıkıntı düşer nedensizce fakat
umursamaz. Okula 1 km kala arabaları bozulur Filiz okula kadar yürümek zorunda
kalır. Tam bu esnada, ileri de şiddetli bir kavga görür ürkerek yolunu
değiştirmek isterken kendisini de kavganın içinde bulur. Aniden gözüne yediği
darbeyle yere kapaklanır, bu yumruğu yanlışlıkla atan çete başı Burak Filiz’i
kaptığı gibi hastaneye götürür. Gözlerini hastanede açan Filiz karşısın da
Burağı görünce aniden irkilir. ‘’İyisin ya? Kusura bakma niyetim canını acıtmak
değildi.’’ Der Burak ince bir sesle. Filiz çimen yeşili gözleri ile Burağa
bakarak ‘’Problem değil benim hatam, o kargaşaya girmemeliydim.’’der. Burak bu
çimensi gözlere ve altın sarısı saçlara hayran kalsa da lafı kısa kesip oradan
uzaklaşmış. Filiz canının acısını bir nebze olsun dindirerek eve gitmiş. Kapıyı açan annesinin
‘’Ne oldu sana böyle!’’diyerek bağırmasıyla sinirlenir ve kendisini odasına
kapatır. Tertemiz yeni yıkanmış kırmızı nevresiminin üzerine uzanır. Tek düşündüğü
şey Burak olmuştur artık, kaslı kollarıyla, şiddetle çekici bakan
gözleriyle,kömür karası saçlarıyla adeta Filiz’in hayallerini süsleyen bir
erkek olmuştur artık.
Günler geçse de Filiz’in Burağa olan özlemi ve isteği
bitmemiş, adını sanını bilmediği bir serseriye delicesine vuruluvermiş gencecik
yaşında. Aylar sonra Burak tekrar o okulun yolunu tutmuş tesadüfen. Okul çıkışı
Filiz Burağı görür görmez yanına giderek. ‘’Merhaba umarım beni
hatırlamışssındır’’ der tebessüm ederek. Burak ise kafasında ki onca düşünceye
rağmen kafasını sallayarak ‘’Evet’’ der. O hengamede Filiz’in güzelliğini fark
etmediğini anlayarak onu iyice süzmüş. Kendi kendine ‘’Bu kadar duru ve güzel
bir kızı nasıl oldu da fark edemedim!’’ demiş içinden. O an birbirlerine karşı
hissettikleri çekimle tekrar buluşmaya söz vermişler. Buluşmalarının üzerinden
yaklaşık 2 gün geçmiş Filiz mavi kotunu ve beyaz tişörtünü kırmızı spor
ayakkabılarıyla tamamlayarak evden çıkmış. Onu her düşündüğünde içinde derin ve
bir o kadar garip hisler olduğunu fark etmiş. (Biz buna kendi dilimizde ruh eşi
diyoruz aslında.) Filiz karşısın da yaklaşık 1.90 boylarında yeşil tişörtlü
kömür karası saçlı bir yakışıklı görmüş evet bu hayatını baştan aşağıya
değiştirecek olan Burak’mış öylesine heybetli bir görünüşü varmış ki yeri gelir
Burak’tan yaşça büyükler bile ondan çekinirmiş. Burak alfa yapısı gereği kafede
oturmak yerine Filiz’i en sevdiği ve en özel yeri olan bir uçuruma götürmüş. 2
saat boyunca birbirlerini tanımak adına konuşmuşlar Burak bu masumane ve bir o
kadar da güzel olan kız karşısın da kendisini zor tutsada Filiz’in pespembe
dudaklarını öpüvermiş aniden. Filiz bu öpücük karşısın da irkilse de o da
dayanamayarak Burağı öpecekken babası arayıvermiş. Filiz’in babası her ne kadar
sevig dolu ve bir o kadar da fedakar bir baba olsa da gereğinden fazla korumacı
bir tavır sergilermiş nede olsa tek çocuk sahibi biri olarak. Bağırarak
‘’Nerdesin kızım sen? Anneni aradım evden çıkalı 3 saat olmuş bir an önce eve
dön!’’ diyerek kapatmış telefonu yüzüne. Burak bu durumdan hiç hoşnut olmasa da
Filiz’i evine kadar bırakmış. Filiz’in oturduğu malikaneyi görünce az da olsa
kendinden geçen Burak Filiz’i anlından öperek oradan uzaklaşmış. Kendi
mahallesine gelerek etrafı incelemiş Burak, 1 saat önce öpüştüğü kızla kendini
hayal etmiş. Onun oturduğu semt, üzerine giydiği elbisenin kalitesi, elinde ki
cep telefonu, gittiği kolej. Burak bunların hiç biriyle denk olmadığını idrak
etse de içinde ki derin tutku ve bağlılığa rağmen Filiz’i ne unutabilmiş ne de
onun yerine başkasını koyabilmiş.
Böylelikle aylar, yıllar geçmiş her seferin
de o uçurumda buluşup birbirleriyle doyarcasına yaşamışlar aşklarını. Fakat
zamanla Filiz’in eve geç gelişleri, sürekli olan neşesi, dersleri boşlaması
babasının dikkatini çekmiş. Babası onunla bu konu hakkın da konuşmak için
çabalasa da Filiz ‘’ Klasik ergen halleri, en kısa sürede kendimi
toparlayacağım.’’ Diyerek babasını kendisinden uzaklaştırmış. Babası ise kızıma
güvenirim çevreye güvenmem edasıyla okul çıkışı Filiz’i takip etme kararı
almış. Yanın da serseri görünümlü bir erkek görünce kan beynine sıçrasa da
onları gittikleri uçuruma kadar takip etmiş. Bir elin de alkol bir elinde
sigara olan kızını serseri tipli bir gençle gören babası deliye dönerek
‘’Filizzz!! Senin ne işin var burada!! Ne bu elindekiler,kim bu serseri!!’’
diyerek bağırmış. Filiz’i kolundan tuttuğu gibi eve götürmeye yeltenmiş. Burak
aniden ‘’Bırak Filiz’i!!’’ diyerek çıkışmış. Buna aldırış etmeyen Filiz’in
babası Filiz’i arabaya zorla bindirerek oradan uzaklaşmış. Gururu incinen Burak
‘’Bunu çok acı ödeyeceksin adi herif!’’ diyerek haykırmış. Babası Filiz’i
odasına kapatıp, Burağı yakından incelemiş. Burağın ortaokul mezunu, başını
beladan belaya sokan tam da tahmin ettiği gibi bir serseri olduğun öğrenmiş. Bu
gördükleri karşısın da yıllar önce İngiltere’ye taşınma kararını eşiyle tekrar
gözden geçirmiş sırf biricik kızı, gözbebeği olan Filiz’i bu sapkından
kurtarabilmek için. Bir gün kahvaltı esnasın da Filiz babasının ‘’İngiltere’ye
taşınıyoruz.’’ Demesini duyar duymaz taşkınlık çıkararak ‘’Hayır! Ben hiçbir
yere gitmiyorum. ‘’ der elini masaya vurarak. Babası ise aniden ‘’Bu evde
kuralları ben koyarım! Ona göre yaşarsın küçük hanım. Herşeyi senin iyliğin
için yapıyoruz.’’ Der Filiz sinirlenerek odasına doğru çıkar. Babası telefonunu
aldığı için Burağı arayamaz, ona olan biteni anlatamaz. Babası evden ayrılınca
evin hizmetlisi olan Bahar hanımdan telefonunu ödünç olarak ister. Sayılarla
arası iyi olduğundan Burağın numarasını ezbere bilmektedir. Burağa olan biteni
anlattıktan sonra gün içerisin de 1 gibi bir buluşma ayarlarlar yine aynı
uçurum da. Filiz arkadaşına gitmek adına annesinden izin alır ve evden çıkar.
Uçurum her ne kadar evlerine yakın olsa da koşa koşa Burağa gider Filiz. Birbrilerini
hiç görmemişçesine sarılıp öpüşürler. Filiz üzülerek de olsa acı haberi verir
Burağa bunun üzerine Burak aniden ‘’Bu adamdan nefret ediyorum! Nasıl olur da
ayırır seni benden!’’ der. Filiz derin bir of çekeren bakar Burağa ‘’Ben
burdayım aşkım gitmiyorum, gidemem seni asla bırakmam.’’ Der. O gün Filiz
Burağın gözüne çok güzel görünmüştür, ona doyasıya beslediği aşkı ona sahip
olarak taçlandırmak istemektedir. Birbirlerine duydukları tutkuyla beraber
olurlar o uçurumda.
Bu beraberlik sonucun da Filiz hamile olduğunu anlar. İngiltere’ye
gitmemek adına babasına hamile olduğunu anlatır, babası ise bir hışımla evden
çıkarak hesap sormak adına Burağın evine gider. Burağa ‘’ İt seni, nasıl olur
da benim kızımı hamile bırakırsın sen!!’’ diyerek girişir. Burak ne olduğunu
anlamaz kendisini korumak adına mutfaktan aldığı bıçağı Filiz’in babasına 4 kez
acımadan saplar. Bundan gram pişmanlık duymadan cesedi alıp Filiz’in babasının
arabasına koyar. Uçuruma giderek arabayı aşşağıya atar. Koşar adım Filiz’e
gider ve babasını öldürdüğünü anlatır, bunu duyan annesi ise felç geçirir. Burak
bu manzara karşısın da ne yapacağını şaşırarak Filiz’in karnına dokunup ‘’
Aşkım ben Almanya’ya gidiyorum, bütün bu yaşanılanları unutturacağım sana en
kısa sürede dönüp seni ve bebeğimizi alacağım.
Herşey için özür dilerim hepsini ikimiz için yaptım affet beni.’’ Deyip
Filiz’i anlından öperek oradan uzaklaşır. Filiz neler olduğunu kestiremeyip
annesi için ambulans çağırır. Doktor annesinin kısmi felç olduğunu söyler. Nasıl
oldu da ailemi kaybettim der kendi kendine. Doğumuna 2 ay kala kafası iyice
bulanmıştır Filiz’in yatalak annesiyle zor günler geçirmiştir. Burak’tan haber
almak için elinden geleni yapsa da, yine de ona ulaşamamıştır. Bir gece ansızın
evden çıkıp herşeyin başladığı yere, o uçuruma gider. Gözünün önüne Burak’la
yaşadığı güzel günleri aklına getirir ve kendine sorar ‘’ Herkes mi gider böyle
aniden? Sebepsizce bir yok uğruna’’ Hayır gitmez! Babasının ikazlarına rağmen
karşı koyamadığı o adam ailesiyle birlikte kendini de bitirmişti. Filiz aşşağıda babasını görür ‘’Gel kızım.’’
Der babası ona ‘’Tut elimden’’ der. Babasına kavuşmak umuduyla elini aşşağıya
uzattığı gibi yere çakılır gencecik bedeniyle Filiz. Gençliğini, umutlarını,hayallerini
kendi dengi olmayan bir adama duyduğu derin tutku ve sevgi yüzünden son verir…
Kurgu: Ayşe
Öztürk
Çok güzel bir çalışma
YanıtlaSilamacim canini acitmao degildir ne kadar alakasiz bi cumle
YanıtlaSilçok samimi, yürekten ve amatör hislerle yazılmış başarılı bir çalışma olmuş.
YanıtlaSil